X

Normal doğum mu sezaryen mi? Avantaj ve dezavantajlar

Günümüzde anne adayları biri doğal, diğeri ameliyat olan iki doğum şekli arasında karar verme özgürlüğüne sahip. Normal doğum mu sezaryen mi? Peki ama bu iki doğum şeklini ne kadar tanıyorlar?

Aslında anneleri normal doğum mu sezaryen mi kaosuna sürükleyen en önemli unsurlar, doğumdaki avantaj ve dezavantajlar kısmı. Burada amacımız; normal doğum sezaryenden daha iyidir ya da sezaryen normal doğumdan daha iyidir gibi bir sonuca varmak değil. Elbette tıbbi açıdan gerekli olduğu zaman sezaryenle doğuma herkes şapka çıkartacaktır. Ancak bu noktada durumu karmaşıklaştıran, kesinlikle annelerin sezaryenle ilgili karar verici olmaları gerçeğidir. Medikal anlamda sezaryen bir doğum yöntemi olarak değil, bir ameliyat olarak gösterilir. Dolayısıyla annelerin bu ameliyatla ilgili karar verici olmalarının, bu ameliyatı bir doğum yöntemi haline getirdiği sonucuna varabiliriz. Normal doğumu ve sezaryenle doğumu avantaj ve dezavantajlar açısından değerlendirirken aslında planlı sezaryenleri kastetmek istedik. Çünkü zaten zorunlu sezaryende anne adayı tüm riskleri kabul etmek zorunda kalacaktır, başka şansı yoktur. Burada karşılaştırmaya çalıştığımız şey, tıbbi bir sebep olmadığı halde yapılan planlı sezaryenlerdir. Konuyla ilgili sezaryen ameliyatının riskleri anlatılırken bir yandan da annelerin sezaryenden korkmalarına sebep olmamak gerektiğini vurguluyoruz. İdeal olanı gerekli olan sezaryen durumunda da anneye güven vermek ve onun stres yerine yine doğum heyecanı ile sezaryene girmesini sağlamaktır. İşte bu yüzden bu karşılaştırma aslında çok hassas bir konudur.!

Doğum olayına baktığımızda tıp literatüründe isimlendirilen 2 tip doğum vardır;

  1. Vajinal doğum
  2. Karından doğum yani sezaryen

Doğumun doğasında her şey yolundaysa bebekler vajinal yoldan doğdukları için halk arasında normal doğum olarak anılır. Normal doğum olarak adlandırılmasının günümüzde bir dezavantajı oluştu. Sanki normal doğum için yatırılan her gebede her şey normal gidecekmiş gibi bir algı yaratıldı. Oysa doğumun her aşamasında her şey olabilir. Bu yüzden risksiz gebe yoktur, az riskli gebe vardır. Bir sorun çıktığında da modern tıp devreye girer ve gerek müdahaleler gerekse sezaryen ameliyatı ile sorunlar giderilmeye çalışılır. Çalışılır diyorum çünkü attığınız her adımda artık yeni riskler oluşur. Nadiren de olsa bazı durumlarda yapılanlar sorunu çözmeye yetmeyebilir. Tıp sektörünün her şeyi yapmasına rağmen oluşan bu olaylara komplikasyon denir. Bu yüzden her şeyi yolunda giden bir hamilelik ve doğumda dahi sağlık sisteminin size sunması gereken iki görev vardır;

  1. Doğumun fizyolojisine ve ihtiyaçlarına uygun hizmeti sağlamak
  2. Anneyi asla korkutmadan tüm oluşabilecek sorunlara karşı takipte ve hazır olmak.

Bu ikisi sağlandığında doğumların hem güvenliği hem de memnuniyeti her iki taraf için de artacaktır. Bu sayede daha çok korkulardan dolayı beslenmiş olan, tıbbi sebep olmadan sezaryen isteği aileler arasında yavaş yavaş azalacaktır. Hatta son 7 yılda azalma eğilimine de girmiştir.

Vajinal doğum

Avantajları:

* Az riskli gebelerde normal, güvenli ve daha sağlıklıdır.

* Doğal annelik hormonlarının aktif olarak salgılanması sağlanır.

* Doğum bir hastalık olmadığından doğumdan hemen sonra anne aktiftir ve bebeğine bakabilir.

* Kanama daha azdır.

* Enfeksiyon riski daha azdır.

* Bebek tam olarak hazır olduğu zaman dünyaya gelir.

* Bebek çok daha az, hatta mümkünse hiç ilaç almamış olur.

* Bebek doğar doğmaz anne kucağı ile buluşabilir.

* Anne-bebek bağlanması çok daha erken ve güçlü olur.

* Annede hissedilen başarma duygusu, yaşamı boyunca hissedilir.

* Doğum sonrası depresyon daha az görülür.

* Doğumla ilgili pozitif anılar daha fazladır.

* Emzirme çok daha erken başlar ve uzun sürer.

* Bebekte alerji ve bağırsak problemleri daha az olur.

* Bebekte solunum problemleri daha az olur.

 

Dezavantajları:

* Doğum sonrası yırtıklara bağlı perine ve vajinada ağrı oluşabilir.

* Epizyotomiye (doğum kesisi) bağlı yan etkiler olabilir. Ağrı, cinsel ilişkide zorluk gibi…

* Kısa dönemli idrar kaçırma problemleri olabilir, egzersizlerle düzelir, çok azında tedavi gerekebilir.

* Derin görülmeyen vajinal kas yırtıklarına bağlı vajinal gevşeme olur, egzersizle düzelir.

* Doğum sırasındaki mekanik sorunlardan dolayı (omuz takılması, zor doğum gibi) bebeklerde istenmeyen komplikasyonlar gelişebilir.

Sezaryenle doğum

Avantajları:

*Planlı bir doğum sağlar.

* Özellikle 39 hafta sonrasında bebek için doğumu beklemenin riski (1.5/1000 ) ortadan kalkar.

 

Dezavantajları:

* Doğum sayısını kısıtlar.

* Anesteziye bağlı komplikasyon ve ölüm oranı daha yüksektir.

* Pıhtılara bağlı felç geçirme ve ölüm riski daha yüksektir. 2 kat fazla…

* Ameliyata bağlı organ yaralanmaları (bağırsak ve idrar torbasında kesi-yırtılma) görülebilir (fark edilmezse ölümcül kan zehirlenmesine neden olabilir).

* Daha fazla kan kaybı olur.

* Hastanede kalış süresi daha uzundur.

* Yara yerinde enfeksiyon ve ağrı daha sıktır. 3 kat fazla…

* Yara yerinde ve karın bölgesinde yapışıklıklara bağlı uzun süreli ağrı görülebilir.

* İkinci kez sezaryen, yapışıklıklar nedeniyle daha riskli olur.

* Doğum sonrası depresyon oranı ve bebeğe yabancılık hissi daha yüksektir.

* Doğumla ilgili pozitif anılar daha azdır.

* Geçmişe dönük pişmanlık ve başarısızlık hissi sık yaşanır.

* Bebek hazır olmadan ani bir doğumla karşılaşır.

* Bebekte erken doğum riski daha fazladır.

* Bebekte sarılık riski daha fazladır.

* Bebekte ameliyat sırasında cerrahi yaralanma riski vardır.

* Bebekte kuvöz bakımını gerektirecek solunum problemleri daha sık görülür. 2 kat fazla…

* Bebekte pulmoner tansiyon yüksekliği daha sık görülür. 5 kat fazla…

* Bebekte astım ve alerji gelişme oranı yüksektir.

* Bebekte emzirme ve sindirim problemleri daha çok görülür. Bu anneler daha az emzirirler.

* Bebek anne ile çok daha geç buluşur. Anne-bebek bağlanmasındaki kritik dakikalar kaçırılır.

* İkinci hamilelikte dış gebelik ve infertilite problemleri daha sıktır.

* İkinci hamilelikte plasentanın yanlış yerleşimi daha sıktır ve hayatı tehdit eden sonuçlar doğurabilir.

* İkinci hamilelikte plasenta yapışma problemlerine bağlı bebek büyüme geriliği ve ölüm oranı daha yüksektir.

Annelerin birçoğu herhangi bir tıbbi müdahalede alacakları riskleri rakamsal olarak görmek isterler. Tüm doğumları dikkate alırsak, vajinal doğum için karar veren annelerde bu risk 1.5/1000 olarak saptanmıştır. Bu riskler içinde her türlü hamilelik ve doğum komplikasyonu, hatta bebek kaybı da vardır. Ancak sezaryenle ilgili tıbbi istatistikleri verebilmek çok da kolay değildir. Çünkü planlı ve acil sezaryen sonuçları hep birbirine karışmaktadır. Hatta sezaryen nedeni olan tıbbi sebepler de göz önüne alınınca bunlar ameliyat komplikasyonları gibi de sunularak daha çok korku yaratılabilmektedir. Oysa bugünün modern anestezi yöntemleri sayesinde artık sezaryen ameliyatının çok güvenilir bir ameliyat olduğunu biliyoruz. Planlı sezaryene bağlı anne kaybının çok yüksek olmadığını söyleyebiliriz.

Sonuç…

Normal doğum mu sezaryen mi? Avantaj ve dezavantajlara baktığımızda planlı sezaryenin tek avantajının planlı doğum zamanlaması sağlamak yukarıda sayılan 1.5/1000 riski sadece bebek kaybı için sıfıra indirmek olduğunu söyleyebiliriz. Oysa dezavantajlarına baktığınızda risk oranları az da olsa birçok olumsuzluğun önde olduğunu görüyoruz. Yani belki de travmatik doğumları önlemek amacı ile her kadın sezaryen yapılırsa, evet bazı travmalar önlenir, ama çok daha fazla soruna yol açar. Örneğin; anne ölümü, pıhtılaşma problemleri, cerrahi yaralanma, enfeksiyon, dış gebelik, plasentanın yanlış yapışması, gibi sorunlara yol açıyoruz. Örneğin; 4000-4500 gram arasında bir bebeğiniz var ve omuzun zor çıkmasına bağlı zor doğum olasılığı nedeniyle planlı sezaryen önerildiniz. 1 omuz takılmasını önlemek için yaklaşık 2164 gereksiz planlı sezaryen yapıldığını düşünürseniz, istatistikleri daha iyi karşılaştırabilirsiniz. Evet bir bebeğin omuz takılması olmayacaktır, ama onlarca bebek ve annede yukarıdaki olumsuzluklar yaşanma olasılığı artacaktır. Bu yüzden dünya sezaryen oranını azaltmaya çalışıyor.

Bir de anneler şu yanlışa düşüyorlar. Normal doğumdaki ters giden kötü hikayeleri duyunca, bundan kaçmak amacıyla planlı sezaryen tercih ediyorlar. Ama şunu unutuyorlar ki doğum sırasında bir doktor tarafından takip edileceklerdir ve bir problem olduğunda risk alınmadan erken sezaryen yapılma şansları hep olacaktır. Yani normal doğumu denedikleri zaman ne olursa olsun mutlaka normal doğumla sonuçlanması gerekmeyecektir.

Peki planlı sezaryenin bu negatif etkilerinden sakınma şansları var mı? Gördüğünüz gibi risklerin bir bölümü ameliyatın kendisine aitken, birçoğu ameliyatın, bebek hazır olmadan ve doğum başlamadan yapılmasına bağlıdır. Yani doğumun kendiliğinden başlaması beklenir ve sonrasında acil olmayan bir sezaryen planlanırsa birçok negatif etki yaşanmayacaktır.

Bu negatif etkiler içinde en önemlisi bence annedeki başarısızlık duygusu ile bebekle yakın ve erken bağ kuramamasıdır. Bu duygu birçok annede azalarak da olsa uzun bir süre devam etmektedir. Bu duygunun yaşanmaması için annelere çok iyi bir rehberlik sağlanmalıdır. Günümüzde bu hizmet doğum eğitmenleri ve doğum psikologları tarafından verilmektedir. Ailenin yeterli bilgi ile korkudan arınmış şekilde kararlara aktif katılımı desteklenirse, doğum sonrası pişmanlıklar en aza inecektir.

Son söz olarak şunu mutlaka eklemek istiyorum. Doğumda ister vajinal doğum olsun, ister sezaryen ile doğum olsun garanti yoktur. Hastanelerin en son teknoloji ile donatılması veya doktorların çok deneyimli olması bu sonuçları değiştirmez. Bu yüzden doğumda herkesin kendine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekir. Sağlık sisteminin doğru hizmeti, doğru zamanda ve yeterli şekilde verme sorumluluğu vardır. Ailelerin ise doğru bilgileri erken zamanda alma, doğuma hazırlanma, seçecekleri doğum şekli ile ilgili tüm komplikasyonları ve sonuçları sorma, araştırma ve öğrendiğini sağlık sistemine gösterme sorumluluğu vardır. Zaten bu bilgilendirmenin yapılması da zorunludur ve buna “Bilgilendirilmiş Onam Formu” denir. Ailelere önerim bunları doğuma gittikleri o en kırılgan anda değil, birkaç ay gibi çok daha önceden okumaları ve sorularını doktorları ile paylaşmalarıdır. Bunlar yapıldığında doktorların o aileye güveni artacak ve doğum sırasında onlar da korkularla değil, gerçek bilgilendirme ve onamlarla aileye hizmete devam edeceklerdir. Her iki taraf için de korkuların azalması, tüm dünyada istenilen vajinal doğum oranlarında sağlıklı bir yükseliş getirecektir.

Op.Dr. Hakan Çoker

Keşkesiz Doğum Uzmanı

 

Dr. Hakan Çoker’in diğer yazıları: