X

Haftanın Şiiri: Ben Sana Mecburum

Toplumcu ve gerçekçi bir anlayışı benimseyen ve Divan Şiiri ile Halk Şiirini çağdaş anlayışla harmanlayarak ustaca kullanan Atilla İlhanın “Ben san mecburum” şiiri Türk Edebiyatının çok sevilen ve bilinen şiirlerden biridir.

Atilla İlhan

Şair, romancı, eleştirmen ve senaryo yazarı olan Atilla İlhan Türk Edebiyatının çok yönlü isimlerinden biridir. 1925 yılında Menemen’de doğdu. İlkokulu İzmir’de tamamladıktan sonra liseyi İstanbul’da Işık Lisesi’nde tamamladı. Siyasal görüşleri nedeniyle lise öğrencisiyken yargılandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Ancak Danıştay kararı ile tekrar okuluna dönerek liseyi bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine bir süre devam etti ancak yarıda bırakarak Paris’e gitti. 1949-1962 yılları arasında üç kez gittiği ve toplam altı yıl yaşadığı Paris’te şiir, düşünce ve siyasi akımlarla sanat konularında bilgisini ve kendini geliştirdi.

İstanbul’da çeşitli gazete ve dergilerde sinema yazıları ve eleştirileri yapan İlhan, “Ali Kaptanoğlu” adı ile film senaryoları da yazdı. İlk şiirini takma isimle 1941’de yayınladı ve 1946’da “Cebbaroğlu Mehmed” adlı şiiri ile Cumhuriyet Halk Partisi Şiir Yarışmasında ikincilik ödülü aldı. 1948’de yayımlanan ilk şiir kitabı olan “Duvar” ile insan ve toplumun sorunlarını özgürlükçü ve geleceğe güven duyan bir anlayışla tanındı.

Sisler Bulvarı (1954), Yağmur Kaçağı (1955), Ben Sana Mecburum (1960), Bela Çiçeği (1962) şiir kitapları ile toplumcu gerçekçi bir anlayışla, yalnızlık, yolculuk, avarelik, aşk, ölüm ve ayrılık konularını coşkulu bir şekilde dile getirdi.

Atilla İlhan, sonraki şiir kitapları olan Yasak Sevişmek (1968), Tutuklunun Günlüğü (1973), Böyle Bir Sevmek (1977) ve Elde Var Hüzün (1982) ile bireysel duyguların ve cinselliğin toplum kuralları ile çatışması temaları üzerine olmuştur.

Kitaplarının sonunda “Meraklısı İçin Notlar” bölümünü ekleyerek okura, şiir ya da yazılarını nasıl ve ne etkiler altında kalarak yazdığına dair ip uçları verdi.

İlk romanı olan “Sokaktaki Adam” 1953’de yayımlandı. Daha sonra Zenciler Birbirine benzemez (1957), Bıçağın Ucu (1973), Sırtlan Payı (1974), Yaraya Tuz Basmak (1978), Fena Halde Leman (1980), Dersaadette Sabah Ezanları (1981), Haco Hanım Vay (1984), Karanlıkta Biz (1987) romanlarıyla bireylerin toplumsal konuları, cinselliği, siyasal olayları başarıyla işlemiştir.

Eleştiri ve deneme yazılarını ise Hangi Sol (1970), Hangi Batı (1977), Hangi Seks (1976), Hangi Sağ (1980) ve Gerçekçilik Savaşı (1980) adlı yapıtlarında yayımladı.

Ben Sana Mecburum

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşamüstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih’te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Atilla İlhan