X

5 Nisan Dünya Avukatlar Günü

Bugün, yani 5 Nisan 1958 yılından beri Dünya Avukatlar Günü olarak kutlanmaktadır.

Makalede neler var?

Antik ve ilk çağda avukatlık

İlk çağlardan beri insanlar arasındaki anlaşmazlıkların çözümü genellikle güçlüler ve silahlı olanlar lehine olmuş, zayıflar kaybetmiştir. Ancak bu durum, toplumlarında etkileri olan bazı kişiler  anlaşmazlıklara müdahale ettiğinde değişmeye başladı ve böylece avukatların tarihi öncülleri haline geldi.

Demosthenes (MÖ 384 – MÖ 322)

Avukatlığın temelleri Avrupa’da Roma’da atılmıştır. Ancak Bu temelleri daha da geriye Antik Çağa, Yunanistan, Mezopotamya ve Mısır’a dayandıran araştırma ve görüşler de vardır. Atina’lı politikacı ve devlet adamı Demosthenes (MÖ 384 – MÖ 322) Atina’da yapılan davalarda yaptığı savunma nutuklarıyla iz bırakmıştır. Birçok Sümer, Asur ve Mısırlı siyaset ve hukuk adamların yaptıkları savunmalar da avukatlık mesleğine dayandırılmıştır.

Özellikle Antik Yunan’da savunma başarısı daha çok etkili ve güzel nutuk atmaya bağlıydı. Dolayısıyla bu durum doğal olarak ikna edici güzel bir konuşma nedeniyle adaletin tam olarak sağlanamamasına da yol açıyordu.

Antik Mısır’da ise savunuculuk meslek idi ancak savunucuların savunmalarda söz hakkı yoktu. savunma yazı ile yapılıyordu.

Daha sonra Roma’da yaşanan gelişmeler de avukatlık mesleğinin evrimleşmesine yol açmıştır. Bunun en büyük sebebi ise Roma’nın o çağa göre oldukça gelişmiş bir hukuk sistemine sahip olması, yargıçların varlığı karşısında savunma sisteminin ve savunucuların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Zamanla Roma’da avukatlar davalara bir grup insanla gelmeye başladılar. Bunlar savunma yapan savunucuları alkışlarla desteklemek veya karşı grubu yuhalamakla görevliydiler. Doğal olarak bu şov tarzında olan savunma biçimi antipati toplamaya başlamış ve Cincia Yasası adı verilen bir düzenleme ile savunma hizmeti karşılığı ücret alınması yasaklanmıştır. Daha sonra Claudius ve Justin tarafından yapılan düzenlemelerle avukatlık sağlam ve sistemli bir temele oturtularak meslek haline gelmiştir.

Orta Çağda avukatlık

İnsanlığın en utanç verici zamanlarından biri olan engizisyon mahkemeleri ve davalarında savunmacılı yargılananlar veriliyordu. Yargılanan kişi kendini sözlü veya yazılı savunuyordu. Ancak Avrupa’da yaşanan Rönesans ve Reform Dönemleri hukuk sistemlerine ve savunma biçimlerine de etki ederek olumlu gelişmelere neden olmuştur. 1340 yılında Fransa’da avukatlara sicil numarası verilmiş ve avukatlık mesleğine giriş için bir takım kurallar ortaya konmuştur.

İlk baro

Fransa’da XIV. Louis zamanında avukatlar teşkilatlanarak Baro adı verilen yapıyı kurmuşlardır. İlk zamanlarda baro hükümdarın gölgesinde kalsa da zamanla gelişerek günümüz halini almıştır.

Türkiye’de avukatlık

Osmanlı döneminde ilk savunucu örneği olarak “arzuhalciler” gösterilmektedir. Arzuhalciler daha çok dilekçe ve benzeri yazılarla savunmaya destek olup bu konuda iş takipçiliği de yapmışlardır. Osmanlı Döneminde yargıç olan kadılara karşı zaman zaman davaya gelmeyenlerin yerine vekiller savunma yapmışlardır. Zamanla arzuhalciler cami avlularından veya çarşı tezgahları yerine kendi bürolarında çalışmaya başlamışlar, kılık kıyafetleri de sarık vb. sokak kıyafetlerinden daha ciddi ve Avrupa tarzı kıyafetlere dönmeye başlamıştır.

İl baro 1870 yılında İstanbul’da “Konstantinopolis Barosu Cemiyeti” adı altında İngiliz, Fransız, Alman, Yunan, Belçikalı, Rus ve İtalyan avukatlar tarafından kurulmuştur. Osmanlı uyruğundan sadece Musevi ve Ermeni 5 avukat bu baroda yer almış, Türk ve Müslüman avukatlar yer almamışlardır. 1874 yılında ise Adliye Nezareti yani bugünün Adalet bakanlığı bünyesinde yapılan sınavla vekillik hakkı alınmaya başlanmıştır.

Galatasaray Sultanisi’nde ise ilk hukuk mektebini ortaya çıkmıştır. ilk Osmanlı barosu Dersaadet Dava Vekilleri Cemiyeti Nizamnamesi ile  1876 yılında kurulmuştur. Galatasaray Sultanisi’nde hukuk mektebi hukuk fakültesine dönüştüğünde ise yıl 1880’di.

Cumhuriyet Döneminde, her alanda olduğu gibi hukuk alanında da yapılan yenilikler ve düzenlemeler ile avukatlık mesleği modern dünyaya uyumlu hale getirilmeye başlamıştır.

Süreyya Hanım (Ağaoğlu): ilk kadın avukat

1927 yılında Süreyya Hanım (Ağaoğlu) avukatlığa başlamış ve bu durum Atatürk’ü çok memnun edip bizzat Süreyya Hanım’ı tebrik etmiştir. Bu olay aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşmesi yolunda çok önemli bir kilometre taşıdır.

Süreyya Ağaoğlu – İlk Türk kadın avukat

 

Kaynakça:

BOZKURT, H. Argun (2018) Avukatlık Mesleğinin Tarihçesine Bir Bakış. Ankara Barosu Dergisi